Atalantekke Osmanlı Parkuru Doğa Yürüyüşü

8 Mart Pazar günü Atalantekke köyünde etkinliğimizi başlattık.Köy çıkışında yer alan Mehmet Efendi Türbesini ziyaret ettik.Rotamız sit alanı içerisinde yer alıyor ve tarihi kuyulara yer yer rastladık.Tarihi devirlerde hep geçiş noktası olarak kullanılmış bir bölge.

Rüzgar başlangıçta hayli sert esiyordu ve hava biraz serindi yükseltiden olduğunu düşünerek ormanlık alana doğru yürüyüşümüzü sürdürdük.Aynen düşündüğümüz gibi oldu ve ormanlık alana biraz irtifa düştükten sonra sıcakladık ve üzerimizdeki montları çıkarttık.

Bölge meşe ve yer yer çam ormanlarıyla kaplı meşe ile kaplı alanlarda ilerlemek hayli zor.Rota harici her zamanki gibi doğaçlama parkurumuzu o anda oluşturduk.Meşelik araziden vadi geçişi yaptık.Ve hedefimizde yer alan ve bütün dağlara vadilere kuş bakışı görüş sağlayan Kartal Kayalıklarına ulaştık. Kayalıkların çevresinde çok yüksek uçurumlar mevcut bu alanda adrenalin yüksekti ve manzara harikaydı bol bol fotograf çekinerek bölgeyi izledik.Kayalıklarda mağralarda mevcut.

Beslenme molamızıda bu alanda verdikten sonra yolumuza devam ettik irtifa düştükçe bitki örtüsüdü yerini çam ormanlarına bıraktı.Mis gibi çam kokusu eşliğinde ısınan havayla beraber mola sayımızı arttırarak Yaylaya ulaştık.Bu bölgede hemen hemen herkes sırt üstü yatarak manzaranın ve temiz havanın keyfini sürdü ve güzelce dinlendi.Kalktığımızda biraz rehavet çöktü ama yollar bizi bekler devam ettik tabiki.

Doğaçlama patikalarımızdan kendi oluşturduğumuz rotalardan inişimizi sürdürdük.Ekip susamaya başladı sesler yükselmeye başladı.Liderin işi zor tabiki her kafadan bir ses bir istek ve her isteğe göre bir çare bulmak hayli zor.Aynı zamanda arkada kalanlarıda artçılarımız ön gruba yetiştirmek için iki kat zorlanıyorlar ama Sadık abimizin türküleri eşliğinde bu zorluklarıda bir bir aştık.

Su ve mola diye isteklerin artması üzerine rotamızda biraz kayma yaparak direk su kaynağına yönelmek zorunda kaldım.Buz gibi akan suda sanki günlerdir çölde yürüyormuşçasına bolbol su içtik serinledik ayaklarımızı suya sokarak kilometre resetleme yaptık.

Asıl iş bundan sonra başladı rotada sona gelmişken anlık yaptığımız değişiklik sonucu sarp bir vadiye geldik 300metrelik dik bir çıkıştan başka yola çıkma şansı olmayan bir vadi ve eğimi neredeyse %75 denecek kadar duvar diyebileceğimiz zorlukta ve kaygan zemin.

Lider gene kara kara düşündü çıkış yolu aradı ama ekibi sudan geçirip bu yamacı çıkarmaktan başka çare yoktu dikenli böğürtlenlerde cabası tabi.Suyu içen serinleyen ekip enerjiyi topladı ve bu doğal engelinde üstesinden elbirliğiyle geldi vidolarımızdada izleyeceğiniz gibi zorlu yolları aştık.

İnsanın yapısı gereği zor görünce sinir seviyesi artar aynı şekilde susayınca yada acıkınca ekip lidere karşı bir sinirlenme aksiyonu gösterebilir bir de ekipte gür sesliler varsa yandık bu durumda lider olarak umut verici konuşmalarla moral vererek ve yardım ederek o zorlukları ekiple beraber artçılarında desteğiyle aşmak zorundasınız. Bunun yanında dik yamaçlarda deneyimi olmayan üyeler başta kendileri olmak üzere diğer katılımcılarada istemeyerek zarar verebilir, kaya yuvarlanması kendinin kayarak yuvarlanması gibi tehlikeler olabilir bunlarıda düşünmek gerekiyor.

Her zaman bir sonraki aşamayı düşünmek önemli bu zorlu etapta atlatıldı.Rotadan tamamen çıktık ve asfalt yola ulaştık.Doğa yürüyüşümüzde asla asfalt yol kullanmayız ama arkamızda yorgun bir ekip var birazcık mola ardından asfalt yolda rahatladıktan sonra tabiki tekrar araziden devam ederek Sakarılıca Kaplıcalarına geldik.

Zamanıız olanak verseydi tüm ekipçe bir hamam sefası çok güzel dinlendirirdi ama alternatif olarak demli çay içip heyecan dolu etkinlik sohpeti yaptıktan sonra yüzler gülüyordu ve herkes mutluydu.Yeni katılımcılar bu çılgın ekibe alışacaklarmı önümüzdeki etkinliklerde göreceğiz.

8 Mart Kadınlar gününü doğada kutladıktan sonra araçlarımızla evlerin yolunu tuttuk.Bozdağ tepesinden şehir göründüğünde kimsenin canı eve gitmek istemiyordu temiz hava ve doğayı bırakıp beton yığınları arasına dönmek ve bir hafta boyunca iş yerlerinde stres içinde çalışmak hiç ekibe göre değil neyseki her hafta sonu güzel bir aktivite ile hem bu streslerden kurtulup hemde sağlıklı yaşam adına faaliyetler düzenliyoruz.

Sizlerde bu büyük aileye katılabilirsiniz.Havaların ısınmasıyla bisiklet turlarımızda başlayacak bizi en aktif instagram hesabımızdan #esdagtrekking hesabımızdan takip edebilirsiniz.

ETKİNLİK FOTOGRAF ALBÜMÜ İÇİN TIKLAYINIZ

ETKİNLİK SONRASI PARKURDA UNUTULAN BARDAĞI ALMAK İÇİN GİTTİĞİMİZ TATBİKAT VİDEOMUZUDA İZLEYEBİLİRSİNİZ.

Parkurlarımız

2003 yılından beri hem bisikletle hemde doğa yürüyüşlerimiz ile Türkiye’nin dörtbir yanında parkurlar keşfettik hatta Avrupa turumuzda Alp Dağlarının neredeyse tamamına yakınını gezdik ve buralarıda parkur zenginliklerimize ekledik.

Parkur demek bir çizgi doğrultusunda gitmek demekmidir.Bizim için hayır genelde doğaçlama rotalarımız var ve etkinlik öncesi gidilecek yere keşif yapıp sonra katılımcılarımızı götürmekteyiz.

https://flic.kr/p/PTuWjF

Eskişehir her mevsime hakim yapısıyla birçok zengin doğal güzelliği barındırmakta ancak çoğu Eskişehir’li bunu bilmemektedir.Bizler Eskişehir ve çevresinde yer alan parkurları sizlere aktarıyoruz.

Bu güzelliklerin çoğuna bir grup gitmedi ve keşfedilmedi bu tarz saklı kalmış güzellikleri bizlerle keşfedebilirsiniz.

https://flic.kr/p/2cxKn4y

Bisiklet rotalarımız halka açık ve profesyonel olmak üzere ikiye ayrılır.Dağ Bisikleti ve Yol Bisikleti olarakta ayırmaktayız.Zorluk derecelerini katılımcıya aktarıyoruz.

https://flic.kr/p/RvN7Pw

Doğa Yürüyüşü rotalarımız hemen hemen tüm Eskişehir’i avucumuzun içi gibi bilmekteyiz ve yüzlerce parkurumuz bulunmakta.

https://flic.kr/p/2dz9nQG

Tüm bu parkurları sitemizde paylaşmak yerine bir kitapta toplama çalışmalarımız devam etmektedir.Yılların emeği internet ortamında heba olmaması için bu tarz bir karar aldık umarız yakın zamanda sizlerle paylaşırız.

Sarıcakaya İftar Bisiklet Turu

                 (Su içemesekte kafaları çeşmelere daldırdık.)

Ramazan ayını dolu dolu geçiren Esbike ekibi etkinliklerine bir yenisini daha ekledi.Bu Ramazanda Sarıcakaya ilçemizde düzenlenen İftar etkinliğine bisikletlerimizle pedalladık.Oruçlu iken hayli zor olan dağlık ve virajlı bisiklet için zorlu olan yolları ekip ruhuyla eğlenceli hale getirerek geçtik.Yolda güldür güldür akan buz gibi suları içemedik belki ama iftar yemeğinde ilk işimiz suya saldırmak oldu.

30 kişilik bir ekiple etkinliğimizi gerçekleştirdik.Dönüşü yemek sonrası hayli zor olacağı ve vaktinde geç olmasından dolayı araçlarla dönüşü gerçekleştirdik.Emeği geçen herkese başta Esbike üyelerimiz olmak üzere.Bizden desteğini esirgemeyen ve herzaman yanımızda olan Sarıcakaya Belediye başkanımız Faruk Güler’e.Kaymakamımız Recep Aydın’a Teşekkürlerimizi sunuyoruz.

25.06.2005 Esbike Ege Akdeniz Turu

25.06.2005 Ege-Akdeniz Turu


   Hazırlıklarımız bir ay öncesinden başlamıştı yavaş yavaş tüm ekipmanı toparladık.Tura çıkmamıza bir hafta kala bisikletlerimizi atölyemizde bakıma aldık.

Heybelerimizi bağladık.Ve Eskişehir çevresinde yüklerimizle test sürüşü yaptık amacımız bisiklete alışmak.Gitmeden önce İllerin Gençlik ve Spor il Müdürlüklerine ve Valilik ve Belediyelere mailler attık.Ayrıca basına da haber vermeyi unutmadık.23 Haziran gecesi herkes toplanıp oplam 10 kişi Ahmet,Mustafa,Fatih,Abdurrahman,Yiğit,Alper,Annem babam kardeşim ve ben tur için hazırdı.2 motor ve6 bisikletli otogara doğru bizim evden hareket ettik.Otogarda çok zor bir iş bizi bekliyordu bu 2 motoru ve 6 bisikleti yükleri ile birlikte otobüsün bagajına nasıl yerleştirecektik.Bisikletleri parçaladık yükleri ayrı bisikletleri ayrı koyduk ilk önce motorları bagaja yerleştirdik.Ama yer oldukça azaldı.Sonra yükleri sıkıştırdık.Bisikletleri zar zor koyduk.İki bisiklet açıkta kaldı ve otobüste boşyer çok azdı.Kaptan ve muavin onlarıda yukarı alın diyodu ama biz olmaz dedik onlarıda yerleştirelim.Diğer yolculara ait bavulları daha istifli hale getirdik ve yer açıldı onlarıda yerleştirdik.En sonunda büyük zorluklar içinde yerleştirmiştik.Hep beraber otobüsün en arkasına geçtik.Haydi Bismillah ! İlk adımı geçmiştik.Otobüsteki herkes bize şaşkın şaşkın bakıyolardı.Rotamız Muğla idi yol boyunca arka taraf adeta şenlik içindeydi.Muavin kek dağıtıyor en son bize geliyor ve kekleri tektek dağıtmak yerine hepsini veriyordu yani kıyak geçiyordu.Kola ikramı yapıyordu bize bardakları ve kolayı şişe ile veriyordu bizde arkada pikinğe devam ediyorduk.

Sabah 7 gibi Muğla’ya geldik.Eskişehir’in serin havasından sonra sabahın erken saatlerinde bile oldukça sıcaktı.Otobüsten yüklerimizi indirmek vardı sırada hemde hızlı bir şekilde zaten Eskişehir’den geç çıkan otobüsün Marmaris’e yetişmesi lazımdı ve acele etmeliydik.

Son sürat her şeyi boşalttık bunuda atlatmıştık.Otogarın orta yerinde montaj işleri başladı .Bisikletlerden birinin tekeri patlamıştı herhalde yoğun yükün altında gümledi lastik.Neyse her şeyi haletlik ve Muğla şehir merkezine doğru yola çıktık.Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne gittik.Pazar günü olması nedeniyle kapalıydı.Fakat ordaki görevli arkadaş müdür bey geleceğinizi söyledi ben size yardımcı olayım dedi.Biz hayli şaşırmıştık.Sağolsun Muğla Valisi ve Muğla Gençlik Spor İl Müdürü bizlere çok yardımcı oldular.Kalacak yer konusunda çok yardımları oldu.Onlara birkez daha teşekkür ediyorum.Bizim için hazırlanan odalarda iyice dinlendik öğladen sonra 15:00 gibi yola çıktık.

2 motor 6 bisiklet gidiyorduk kervan gibi oldukça ilgi çekiyordu ve kalabalık olduğumuz içinde şenlik fazla oluyordu.Marmaris’e 10km kala Ahmet arkadaşımız yolun mıcırlı olması nedeniyle ön tekerin patlaması ile kayarak düştü hızı 60km vardı.Her yeri kan içinde kalmıştı.

Hemen hastaneye götürmemiz lazımdı yaraların temizlenmesi için yoldan geçen bir yardım sever insan hemen Ahmet’i aracına alıp bisikletide arkaya atıp doğru Marmarise doğru gittiler.Bizim motorlarda peşlerinden bizlerde sıcakta 35-40 ortalama ile olan gücümüzle onlara yetişmeye çalıştık.Marmarise 5km kala Shell istasyonunda Ahmet’in pansumanlarını yapmak için durmuşlar fakat koskoca Shell istasyonunda hiçbir ilk yardım malzemesi bulunamamış.

Adamcağız aracındaki İlk yardım çantası ile Ahmet’in yaralarını temizledi bu arada bir otobüs dolusu turistte ordaydı onlarda meraklı gözlerle bizlere bakıyolardı bu ülkemiz için hiçte iyi bir reklam değildi.Şimdi içinizden geçiriyorsunuzdur acaba sizde niye ilk yardım çantası yok diye.

Var ama yeterli değil yani okadar büyük bir yara için yeterli değildi.Pansumanlar yapıldı.Marmarise doğru tekrar yola çıktık.Marmaris’te kalacak yerimiz önceden hazırdı.Gençlik ve spora ait futbol sahasında bir gün konakladık.

Hepimiz yorgun ve moralimiz bozuktu birde Bursalı Yiğit arkadaşımzın çantası ha bire düşüp duruyodu.Dur kalk dur kalk iyice bitkin kalmıştık.Yemekler yenildi duşlar alındı ve dinlenme pozisyonuna geçtik.

Dinlendikten sonra tura 8 kişi devam etme kararı verildi Ahmet ve Mustafa’yı Eskişehir’e geri gönderdik.Çünkü Ahmet artık yola devam edemiyecekti durumu kötüydü.Neyse akşam üzeri şehir turuna çıktık Marmaris gece hayatıyla ve tarihi dokusuyla güzel bir yer.Şehirde türk halk yerine oldukça bol olan Rus ve diğer ülkelerden turistleri gördük.Bizim memleketimizde bizlerden iyi eğleniyolardı bunu da içimize atarak dern bir ahhh çekerek turlamaya devam ettik.Ertesi gün Muğla bisiklet il temsilcisi Bülent Savran ile Marmaris sahilinde hep beraber yola çıktık Marmarisin en sığ koyunda denize ilk olarak denize girdik.Çocuklar gibi eğleniyorduk.Daha sonra yol için akşamüzeri olmasını bekledik pikniğe devam ettik.Saat geldi ve yola çıktık.Köyceğiz varmamız gereken yerdi.Pedallara bastık teksıra deryale girerek yer değiştirerek Havanın kararması ile birlikte ilerliyorduk yol oldukça dar ve tehlikeliydi kamyonlar ve araçlar çok süratli geçiyolardı allahtan motorlar hem ışık tutuyolar hemde eskortluk yapıyolardı.Yoksa domates gibi ezip geçeceklerdi bizleri.Bu tehlikerlin yanında Yiğit’in tehlikeside vardı.Yiğit deryale girmeyi bir türlü beceremiyodu.Bir sağa bir sola savrulu duruyodu yani bir türlü düz gidemiyordu.Neyse akşam 23:00 gibi Köyceğize’e vardık.Orda akrabalarımız vardı onların evinde geceledik karnımızı doyurduk meşhur çam balından bolca yedik dopingi fulledik.Sabah erken saat’te Köyceğiz gölünün kıyısına gittik ortamı gezidik.Çok güzel bir yerleşim yeri gölde ülkemizde kirlenmemiş göllerden biri.Daha sonra ordaki parkta akşamüzerinin olmasını havanın serinlemesini bekledik.Annem ve akrabalar kısır yaptılar.Bir güzel kaşıkladık hala tadı damağımda sanki.Ordaki kafeteryada bize sponsor oldu ve herkese ıhlamur ikram etti.Biz bu yoğun ilgiden oldukça memnunduk bu arada bisikletlerimizle ve motorların başında fotograf çekinenlerde vardı.

Köyceğiz’den tekrar yola çıktık rotamız Fethiye’ye varmaktı.hava akşam üzerine yaklaşıyordu bugün erken çıkmıştık yola ve büyük bir hata yapmıştık.Sıcağı bir güzel yidik.Dalaman’a geldik.Dalaman’da hava kararmaya başladı.Dalamandan sonra ine çıka ine çıka yola devam ettik.Fethiye’ye 30km kala artık bacaklarımız bitmeye başladı.Gözlerimiz kararıyordu.Herkes birbirinden kopmuş grup dağılmıştı.Artık telefonlarla irtibat kuruyoduk.Neyse en sonunda Fethiye’ye vardık.Bagaj’dan matını çıkaran olduğu yere yatıyorudu.Fethiye’de de Gençlik spor sahasında kaldık.Bu gün en çok yorulduğumuz günlerden biriydi.Ertesi gün iyibir sabah kahvaltısı yaptık duşlarımızı aldık tabiri caizse cillop gibiydik.Sabah erkenden Fethiye Ölüdeniz’e gitmek için kamptan ayrıldık.Fethiye’de kıyı şeridinde bir tur attık parkta oturan bisikletli bir amcadan yol hakında bilgi aldık Ölüdeniz nerde diye sorduk şu dağın arkasında dedi.Gösterdiği dağ baya yüsekti ve eğimliydi.Bizim gözümüz yememişti tabii.Herkes boşverin ya Ölüdeniz’i diyordu.plan değişti,Kalkana doğru gidiyorduk.Artık Muğla il sınırında çıkıyorduk.kumsalda denize girecek gibi olduk ama herkes üşengeçlik yaptı ve plan B yi uyguladık.Yola devam.

Parkta havanın serinlemesini bu kez bekledik aynı hataya düşmek istemiyorduk.Hava serinledi aslında Eskişehir’e göre yanıyordu ortalık ama yola çıkmalıydık.Yolda kime sorsak yol çok rampalı çok virajlı değip durdu.Yola çıktık harbiden öyle yavaş yavaş devam ettik.Manzaralar çok güzeldi.Denizin o açıklı koyulu rengi ve virajları dönerken duyduğumuz dalga sesini anlatamam sizinde yaşamanız lazım diyorum.Fethiye’ye kadar arkada kalan Yiğit enerji içecekleri ve Snackers yardımıyla baya düzelmiş ortalama hızını arttırmıştı ama bir hatası vardı hep sabit hızla gitmek yerine bir hızlanıp bir yavaşlıyordu buda onu sonuncu olmaya mahkum ediyordu.Kalkana vardık.Kalkan yaşlı ve genç turizme hizmet eden kasabayı andıran otelleri doğa ve oteller hep aynı tonlarda yani doğaya uyum sağlanmaya çalışılmış.Oldukça güzel bir denizi vardı.Burda benim arkadaşımın oteli vardı.Birgün burada konakladık.Yalnız akşam geçtiğimiz için göremediğim Kabutaj Plajına içim gidiyordu.Seneye orayı görmek için can atıyorum.Ertesi gün deniz kum güneş derken akşam üzerini yaptık.Kaş’a varmalıydık bu sefer yol kısaydı ama rampalar canımıza okudu.Kaş’a vardık nihayet ama biz bizden geçmiştik.Kaş’ta Marina yanındaki dalga kranların yanına kampımızı attık.Çadırları kurduk.Saat 22:00 gibi vardık buraya.Herkes yorgundu ama burayıda gezmemiz lazımdı yorgun argın kalktık geziye bizi gören Hello diyordu bizde Ne Hellosu Selamın Aleyküm diyince halk bir hayli şaşırıyordu.Tursitlerinde ilgisini çekmeyi başardık tabii görmeleri lazım sadece onlardan çıkmıyor böyle spor yapanlar bizdede var.Belkide kendi memleketlerinden sanıyolardı bizi kim bilir.Gezdik ve yatmak için çadırların yanına geldik hava sıcaktı bir çadır kurduk.Annem Babam ve Kardeşim çadırda biz gençlerde dışarıda yattık.Bisikletlerimizi yanımıza çektik.Alper gece yarısı 03:00e kadar nöbet tuttu ve bana ben artık uyuyorum dedi.Bende tamam dedim.Sabah kalktık birde baktık ki benim bisikletin çantası açılmış içinden Cep bilgisayarım aynı zamanda gps cihazı ve Alet çantam çalınmıştı.Moral bende sıfırdı.Ama bir şeyede seviniyorum.İçindeki birmilyar değerindeki fotograf makinesi ve yüklü miktarda para duruyordu.Lisanslar falan hepsi bu çantadaydı.

Başımın yanında duran bu çantadan ne cesaretle onca genç adamın arasından nasılda gelip aldılar hala çözemedim.Polis’e bildirsek elli tane soru soracak hırsız biz olacaktık ondan şikayet etmeden usulca ordan ayrıldık.Tabii bende surat bir karış moral sıfırdı.Ama yola devam etmem ve ortamı bozmamam lazımdı.Finike’ye doğru yola çıktık.Artık gidebileceğimiz kadar gidecektik çünkü yol gitmek artık sıkıntı veriyordu.Birde böyle tatsız olaylar olunca çekilmez bir hal alıyordu.Kale ilçesine kadar ömrümde gördüğüm en uzun rampalardan birine tırmandık.Yukarda hava soğudu titreme bile geldi desem yalan olmaz.Kale ilçesinde Nicolas Kilisesini gezdik.Nuel baba heykeli ile resim çekindik.Bu ilçede seracılık oldukça önemli heryer sera doluydu.Fazla oyalanmadan öğlen sıcak falan demeden dağları tepeleri aşa aşa yola devam ettik bir yerde yol zivt içindeydi.Yiğit arkadaşımız yine yapacağını yaptı ve buradan 40 ortalama ile geçti zivt olmamış yeri kalmamıştı gözlük camlarına kadar zivt içinde kalmıştı.Bir yandan ağlanıyor bir yandanda söyleniyordu neden ben böyleyim neden hep bein buluyo diye.Bize gelince bir damla bile zivt yoktu bizlerde çünkü 10km ortalama ile buradan geçtik. Kemer’e ulaştık baya yol yaptık. Ama sonuçta 1 Temmuz Kabotaj Bayramı etkinlikleri için 1 gün önceden varmayı başardık.Kemer Liman başkanı hemen bize bir yatta kalacak yer ayarladı sağolsun.Kaldığımız yat özel el yapımı bir yatmış.Kazakistan cumhurbaşkanı her yaz tura çıkıyormuş bu yatla.Neyse Marina’da yatta bir gün konakladık yemeklerimizi yedik duşlarımızı aldık.Ertesi gün kalacak yer için Kemer Kaymakamına gittik.Bizi hiçte sıcak karşılamadı biraz sert bir yapısı vardı.Bize yardımcı olmadı ve ordan ayrıldık Kemer Liman Başkanı hemen yardımcı oldu Antalya Kındıl Çeşme’de Kamp yerimizi ayarladı.Üç dört gün burada konaklayacaktık.Bu işleri biz hellettikten sonra geldik yiğit’in zivtlerini temizlemeye 5lt benzin ile kovanın içerisinde tüm çamaşırları yıkandı ve zivtten eser bile kalmadı daha sonra deterjanla tekrar yıkandı yiğit yıkandı denize girdi.Derken ortalık benzin kokusunda geçilemiyordu.Yani bunca yorgunluğun üstüne Yiğit hiçte iyi gelmiyordu.Birde benzin toprağa bulaşmıştı çamaşırlardaki koku gitse bile toprakta ki koku gitmiyordu.Yiğit bel küreğini aldı ve başladı toprağı bellemeye.Biz artık bu durumlara dayanamadık ve Fatih Apdullah ve ben Kemere gittik.Akşama kadar stres attıktan sonra kampa geldik ve yattık.

Ertesi gün kabotaj bayramı için hepimiz aynı formayı giydik flamalarımızı alıp doğru tören alanına sabah çelenk töreni ve ödül törenleri yapıldı.Esbike takımına kupa ve sporculara madalya verildi.Bu tüm yorgunluğumuzu almıştı,isimlerimizin okunması herkesin bizi alkışlaması çok güzel bir şey.Daha sonra denize çelenk bırakmak için yata gittik.Açıklarda çelenk bırakıldıktan sonra herkes Marina’ya doğru gitti çünkü bayram etkinliklerinin en renkli anları burada olacaktı.Yağlı direk yatçıların showu yüzme yarışı dalgıçların etkinlikleri yapıldı.Yüzme yarışına babam ve ben katıldık ben dördüncü babamda beşinci oldu.Tabii yatçıların yanında pekte şansımız yoktu üstüne birde yorgunluk eklenince 200m’yi zorlukla yüzdük.

Tören bittikten sonra akşam olmasını beklemek için kampa gittik yemeğimizi yedik tekrar hazırlandık ve doğru Feneralyına katılmaya.lambalarımız ve kasklarımızla ellerimizde meşalelerimizle şehri turladık önde mehter takımı arkada denizciler arkada biz vardık.Turislerin ve Halkın şaşkın ve meraklı bakışları arasında şehri turladık.Mehter marşı bizi iyice coşturuyodu keşke yolda önden bir mehter kamyonu arkadan biz gitsek ne güzel olurdu gaza gelirdik basardık.Neyse şaka bir yana fener alayından sonra tekrar Marina’ya gittik.Yatla gece Olimpusa kadar açıldık Yatta şarkılar söylendi müzikler çalındı eğlenceler yapıldı.Yiğit bir ara ortadan kayboldu heryere baktık yiğit yok meğersem geminin en önünde ikram dağıtılıyormuş oda ordaymış.Daha sonra birde baktık Yiğit elinde üç hilalli bir bayrak kafasında yeniçeri şapkası geminin orta yerinde dönüp duruyor mehter takımından almış bu kamuflajları.Daha sonra müzik eşliğinde Yiğit öyle bir dağıttı öyle bir dağıttik sormayın bize soranlara biz tanımıyoruz diyecek pozisyona geldik.Video kayıtlarında mevcut bunlar.

Daha sonra Kıyıya yanaştık ve kampın yolunu tuttuk Kemer’de beş gün kaldık.Denizin kumun tadını çıkardık.Kısacası tatilin tadını çıkardık.Artık yolcu yolunda gerek hesabı yola tekrar çıkacaktık ama kimsenin canı gitmek istemiyordu sebebi ise tekrar yorulacaktık.Akşam üzeri tekrar yola çıktık Kemer’den sonra Antalya için iki geçit ve  oldukça rampa vardı.Gerçi gelirken çıktığımız rampalar daha dik ve uzun olduğu için bu yollar bize vız gelirdi.Antalya’ya vardık.Otomobil fuarını gezdik.Biraz şehir turladık tarihi güzellikler ve manzaralar eşliğinde gezdik.Burda kalmadan gitmeye karar verdik.Ve otobüs biletlerini ayıttırdık.Turumuz artık sona eriyordu.Acısıyla tatlısıyla yorgunluğuyla uykusuzluğuyla turu tamamlamıştık kimisi ilk kez çıkmıştı kimisi ikinci kez ama bir hedef vardı turu yapmak onuda başarmıştık.Yol boyunca bize yardımcı olan Canım Türkiye’nin insanlarına ve yol kenarlarında bizim serinlememize yarayan otoyıkamalara ve hiçbirzaman bizi yalnız bırakmayan havlamalarıyla köpeklere teşekkürlerimi sunuyorum.Gelecek yıl daha kapsamlı yapacağımız turun planlarına şimdiden başladık.Sizlerinde bu macerayı tatmanızı tavsiye ederim spor turizminin ülkemizde yayılması dilekleriyle.